Başrol oyuncusundan Tatar Ramazan itirafı!

1990’da mankenler kraliçesi seçilen Esin Moralıoğlu, bu yıl içerisinde mankenlik yaptıktan sonra, 1990 yılında başrolünü Kadir İnanır’ın oynadığı ‘Tatar Ramazan’ filmiyle şöhretini pekiştirmişti. 51 yaşındaki Moralıoğlu, Instagram hesabından filme dahil olma süreciyle ilgili paylaşımda bulundu.

'KALBİM ‘BUNU GERÇEKLEŞTİR’ DEDİ'

Filmdeki bir görüntüsünü paylaşan Moraloğlu, “Eğer kalbin zor görünene ‘vazgeçme, denemeye değer’ diyorsa onu gerçekleştir. Tatar Ramazan proje olarak mankenlik yaptığım ve çok yoğun olduğum bir dönemde teklif edilmişti. Kalbim ‘bunu gerçekleştir’ dedi ve meşakkatli bir süreçten sonra hayata geçirdik. Bu kadar sevileceğini daha filmi çekerken biliyordum ve buna müteşekkirim.” dedi.

 

 

'KİLO İLE MÜCEVHER ALIYORUM'

Esin Moralıoğlu, konuk olduğu bir magazin programında şu açıklamaları yapmıştı:

“Şu an emlak alıp satıyorum. Arsa alıp dükkana çeviriyorum. Bir ayağım Amerika’da. Birçok manken arkadaşımın elinden parasını alıp, ‘önce evin olsun’ diyerek ev sahibi yapmışımdır. İstanbul’un artık taşı toprağı altın. 7 tepe oldu 70 tepe. İstanbul’da Kurtköy’den Büyükçekmece’ye nereye yatırım yaparsanız yapın kazanırsınız.

Yüzüme botoks yaptırıyorum. Çünkü çok enerjik ve mimikleriyle yaşayan bir kadınım. Ekranı özlemiyorum. Benim içimde bir artist yok. Birçok insan yanıldı. Beni filmlerde oynattılar ama sanatçılık başka türlü bir şey. Onu giyinirsin. Ben iyi bir tüccarım.

Bir gün ‘Ben modelliği bırakacağım’ dedim. Bir gecede jübile bile yapmadan bıraktım. 2 yıl Hawaii’de yaşadım. Eşimle tanıştım. Bir parmak şıklatması ‘Ben evleneceğim’ dedim. 30. gün evlendik. 4 yıl sonra boşandık. 13 yıl aynı çatı altında yaşadık. Artık tamamen bitti. Oyun arkadaşınla beslenebildiğin yere kadar gidiyorsun. Tıkandığın yerde onu idame ettirmek gereksiz.

Para göreceli bir kavram. Bill Gates’e göre çok fakir olabilirim, Fatma Hanım’a göre çok zengin olabilirim. Akşam yediğimiz bir tabak yemek. Para kazanmak kolay bir iş’ demiyorum. ‘Üreten insan kimseye muhtaç olmadan yaşar’ diyorum. Özel uçakla gitmeyebilirsin, business ile uçmayabilirsin. Ekonomi uç! Hepimiz aynı türbülansa girmeyecek miyiz?

Eşimden evlilik sözleşmesi istedim, kendi isteğimle imzaladım. Boşanırken de arkamı dönüp gittim. Bir aslan kadını olarak mücevher almayı seviyorum. Kiloyla mücevher alırım. Bu konuyla eğleniyorum.

Şöyle bir şey hayal ettim’ derim, arkadaşım çizer. Kapalıçarşı’da esnaflar var. Onlara yaptırırım. Bazen kendim kullanırım, bazen gönderirim. Ama aldığım her şeyi kendim alırım. Barışma hediyesi falan değil, beni mücevherle kandırabilirler mi?”