Savaş değil bir ruhun hikayesi!

Son dönemde hem ekrana hem de vizyona yaptığı başarılı yapımlarla adından bahsettiren yapımcı Mehmet Bozdağ ile Riva’daki platosunda buluştuk. ‘Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı’ ile vizyonda olacak olan Bozdağ, yeni projeleriyle iddialı geliyor.

‘Diriliş: Ertuğrul’, ‘Kuruluş: Osman’ dizilerinin yapımcısı Mehmet Bozdağ, bu kez ‘Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı’ filmiyle Osmanlı’da önemli bir yere sahip olan akıncıları beyazperdeye taşıyor. Tarihteki kahramanları günümüzde anlatan yapımcı, ‘Bir savaş değil ruh filmi’ çektik diyor. 30 milyon TL’lik bütçeli projesinin en ince detayına kadar ilgilendiğini söyleyen Bozdağ, kuş ve atları 7 ay boyunca eğittiklerini dile getirdi. 

Türkiye’nin yanı sıra filminiz Kore ve Kazakistan gibi birçok ülkede de gösterimde olacak. Bu ilginin en büyük nedeni sizce nedir? 

Şubat’ta Kore’de 100, Kazakistan’da 78 salonda gösterime girecek filmimiz. Bir ‘Diriliş Ertuğrul’ ile marka değerimiz yüksek. İki, dünya bizim tarihimizi merak ediyor. Çünkü uzun yıllar, tarihte birçok devletin hayat hikayesini etkiledik. 

Bu hikâyeyi anlatmaya nasıl karar verdiniz? 

Bu bir savaş değil bir ruhun filmi. Osmanlı Devleti’nin kuruluş hikâyesinde büyük bir rol üstlenen akıncıları anlatıyoruz. Bugünün karşılığı olarak özel kuvvetler diyebiliriz. Bu filmi yapmaktaki gayem ise Osmanlı Devleti’nin o coğrafyada nasıl fetih yapıp ve uzun süre nasıl kaldıklarını göstermek istiyorum. 

OYUNCULAR İKİ GÜN DAĞDA YAŞADI 

Filmin başrol oyuncularının yanı sıra kuş ve atın da önemli rolleri var. Oyuncuları nasıl sete hazırladınız? 

Başrol kuş ve at oldu. Sadece kuş ve atı 7 ay boyunca eğittik. Oyuncu dörtnala gidiyor, kolunu uzatıyor ve kuş konuyor. Bunları ayarlamak çok önemliydi. Oyuncuları da role hazırlamak için de iki gün dağda, kampta bıraktık. Akıncılar gibi yaşadılar, yediler… O dönemin ruh dünyası nasılsa ona göre yaşadılar. 

GİŞE KAYGIM YOK

Gişe korkunuz var mı? Ben bu film için gişe hesaplaması yapmadım. Sadece şunu biliyorum. Doğru iş yaparsanız, anlatacağınız duygu da seyirciye doğru geçerse başarılı oluyorsunuz. Bütün okullardan çok talep var. Gösterim için izin istiyorlar. 

Başrol oyuncularınız Emre Kıvılcım ve Ece Çeşmioğlu’nu nasıl seçtiniz? 

Emre Kıvılcım’ı 10 bin kişi arasından seçtik. 6 ay boyunca da ata binebilen ve kılıç kullanabilen oyuncu aradık. Ece Çeşmioğlu da daha önce deneyimleri olduğu için sadece 3 ay silah eğitimi aldı. 

Şimdi bir Malazgirt filmi çekiliyor. Sizde aynı konuyla film çekmeye karar verdiniz. 

Malazgirt Savaşı’nda herkesin kendine göre bir hikâyesi vardır. İki ordunun karşılaşmasını büyük prodüksiyonla yapman lazım…   Sen o dönemin şehrini, anlatabilmelisin.  Biz tüm haklarını satın aldık, filmimizin senaryosu da hazır. Adım adım yapacağız. Bütün yatırımlarımızı Malazgirt’i çekmek için kullanacağız.

MUS’AB BİN UMEYR’İ ANLATACAĞIM 

Mus’ab bin Umeyr’i anlatacağım. Hz. peygamber Medine’ye öğretici olarak onu gönderiyor. Onun yaşadıklarını beyazperdeye uyarlayacağım. Ankara’dan Konya’dan Karadeniz’den farklı projeler için görüntülerin yer aldığı bir arşivimiz var. Burada yerimiz de belli. Hazırlıklara başladık. 

SIRADA OĞUZ KAĞAN, MALAZGiRT VE BARBAROS VAR! 

Yeni projeleriniz var mı? 

Barbaros Hayrettin Paşa, Oğuz Kağan, Malazgirt Savaşı… Bunları yapacağım. Kim ne yaparsa yapsın yapmaya devam edeceğim. Benim olaya bir bakış açım var.  Ne anlattığınız kadar nasıl anlattığınız da önemli. Bir de yazın bir sürprizim olacak. Asr-ı Saadet dönemini anlatacağım. Bir de Özbekistan’a proje çekiyoruz. Burası artık Türkiye’nin en büyük film platolarından biri. Bu platoyu daha birçok projede kullanacağız. 

Günümüzü çekmeyi düşünüyor musunuz? 

Günümüzü yapmak istiyoruz ama ticari anlamda şuan burada büyük bir boşluk var. İki üç yıl daha dönem filmleri yapacağım. 

TARİH FİLMİ ÇEKMEK KOLAY DEĞİL! 

Büyük bir tarihimiz var. Finlandiya’da ya da Amerika’da olsak nasıl bir proje yapardık. Her girdiğimiz mücadelede büyük destanlar hikâyeler kalmış. Doğal olarak etkileniyorsunuz. Tarih benim için bir sevda. Tarih için çok kolay kalem oynatabiliyorum. Bir de işi öğrendik. Tarih filmi çekmek kolay değil.  

AKINCILARI DİJİTALE SATMAM 

Filminiz dijital platforma satacakmısınız? 

NetflIx’e satmayacağım. Bir yıl içinde herhangi bir yerde gösterilmeyecek. Güven ve itibar çok önemli. Seyirciyi aldatmamak lazım...  Ayrıca bir dijital platform kurma hayalim var. Ama tek başına bir yapımcının altına kalkabileceği bir şey değil. Platformu yönetmek farklı bir şey... 

SİNEMA ÇÖKÜŞ DÖNEMİNİ YAŞIYOR

Dijitalin yaygınlaşmasıyla sinema çöküş yaşıyor. Bu dönemde Türkiye’nin Netflix’e muhtaç olması kadar acı verici bir şey olamaz. Niye çünkü dünya çapında en çok başarılı olduğu şey dizilerimizdi. Başka hiçbir endüstride böyle değildik. Cannes’a gittik adım atılmıyordu Burak’la (Özçivit)… Biz bunu stratejik olarak kullanamadık. Burak Özçivit ve Engin Akyürek dünyada tanınıyor. Biz bunu Netflix olmadan başardık.