Eğer bir kedi annesi ya da babasıysanız 'kafa toslama' hareketiyle sık sık karşılaşıyorsunuz demektir. Kediler, başlarını direkt size doğru vurur. Bu ne demek? Kediniz aslında "Hey dostum, nasılsın?" demek istiyor. Kafa tokuşturuyor adeta. Kedinizin selamını havada bırakmayın ve siz de ona bir selam yollayın...

Bizim duygu durumumuzu ele veren şey mimiklerimiz. Peki ya kedilerin? Hemen söyleyeyim: Kuyrukları! Kuyuk, bir kedinin ruh halini yansıtan en sağlam kaynaktır diyebiliriz. Kuyruğu dik olan bir kedi heyecanlıdır. Oyun oynayan yavru kedilerin kuyruklarının dik olması aslında onların eğlenceli bir ruh haline sahip olduklarını anlatır.

Diyelim uzanıyorsunuz. Ve kediniz üstünüze çıktı. Tövbe estağfurullah, o da ne? Kediniz sizin vücudunuzu patileriyle yoğurma hareketi yapıyor. Korkmayın. Çünkü bu hareket, kedilere annelerini emdikleri dönemden kalmıştır. Annelerinin meme ucunu çekerken yanlarından patileriyle yoğurarak sütün gelmesini sağlayan kediler, bu hareket sayesinde rahat ve huzurlu bir şekilde mayışırlar.

Biliyorsunuz bizler kedileri seçmiyoruz. Kediler bizi seçiyor. Bir şekilde kendilerini bizlere sevdiriyorlar. Çünkü kediler sığınacak liman arayışındalar. Kediler neden kutuları sever? Ya da neden kalorifer petekleri ile duvar arasında kalan o sıkışık bölgeye uzanmak ister? Sebebi tam olarak budur. Sığınacak yuva aramaları. Kendilerini güvende, mutlu ve huzurlu hissederler. O yüzden onlara "Evladım ne yapıyorsun?" demeden önce şöyle bir durup düşünmek gerekiyor.

Kedilerin adı 9'a çıkmış, 8'e inmeleri çok zor. "Nankör diyorlar, desinler değişemez" diyorlar. Evet, kedilerin bazı hareketleri gerçekten de nankörce gibi geliyor. Mesela tam onları sevesiniz geliyor. Sonra bir bakıyorsunuz sizi tırmalıyor. Affedersiniz ısırıyor. E haliyle refleks olarak tepki gösteresiniz geliyor.

Kedi denildiğinde ilk akla gelen şeylerden biri de elbette mırlamaları... Kedilerin mırlamaları genelde mutlu oldukları yönündedir. Nasıl biz insanlar keyifli olduğumuzda ıslık çalıyoruz. Kediler de gergin olduklarında, korktuklarında mırlayabiliyor. Kediler henüz iki günlükken mırlamaya başlar. Bu mırlamanın kedilere biyolojik açıdan olumlu etki bıraktığı görülmüştür.

Birçok kedi, geceleri çok daha hareketlidir. Karanlık evde kendine çeşitli oyunlar bulurlar. Ancak bazen canları öylesine çok sıkılır ve yapacak bir şey bulamazlar ki, işte o anlarda miyavlamaya başlarlar. Kediler doğaları gereği gece avlanan canlılar oldukları için bu huya sahiptirler. Böyle zamanlarda onları yoracak şeyler yapmanızı önerebiliriz.

Kediler, sürtünmeyi severler. Önce burunlarını değdirirler, hemen ardından yanaklarından kulaklarına kadar kendilerini size okşatmak gibi bir selamlaşma yöntemini seçerler. Bu hareket aslında insanların bir sağ bir de sol yanaktan birbirini öpmesi gibidir.

Biz yatakta horlaya horlaya uyuyoruz. Kediler de esneye esneye uyuyor çoğunlukla. Ama bazen kediler, patilerini gövdelerinin altına kıvırarak adeta 'ayakta uyumak' gibi bir görüntü eşliğinde uyuyor. İşte bu görüntüyü biz garipsiyor, anlam veremiyoruz. Halbuki anlamı şu: Patilerini gövdelerinin altına kıvırarak uyumayı seçen kediler aslında tetiktedirler. Yani çok daha rahat bir uyku çekmiyor, olası tehlikeleri karşı ayık ve tetiktedirler.