Gazeteci Ferah Uzundurukan Yalancı Dizisini kaleme aldı.
"Yalancı"nın yalancısı kim?
Yeni sezonla beraber televizyon dizileri de tam gaz ekranlarda yerini almaya başladı. Öncelikle dikkatimi çeken bir nokta yeni yayın dönemindeki pek çok dizinin BBC'de yayınlanan dizilerin uyarlaması olması. Bunlardan biri de Show Tv'de reyting sıralamasında kendine yer bulmaya çalışan "Yalancı" dizisi.
Başrollerini Burçin Terzioğlu ve Salih Bademci'nin paylaştığı dizi toplumumuzun hassas olduğu kadına taciz ve tecavüz konusunu kademe kademe farklı bir bakış açısıyla ele alıyor.
Yakışıklı ve başarılı cerrah Mehmet Emir oğlunun öğretmeni Deniz'e ilgi duymaktadır. Tabii yakışıklı doktora karşı aynı etkileşim Deniz öğretmende de bulunmaktadır. Sıcak yakınlaşma sahneleriyle başlayan dizide olaylar şu sekilde devam ediyor:
Deniz öğretmenin doktor olan kız kardeşinin de yüreklendirmesiyle Deniz ve Mehmet Emir romantik bir akşam yemeğinde buluşurlar.
Keyifli bir sohbet ve aşk temalı göz temaslarıyla devam eden akşam yemeği sonrasında Mehmet Emir Deniz'i evine bırakır ve bir kahve içmek için Deniz'in evine girer. Ve işte bu noktadan sonra da işler tamamen sarpa sarar. O gece o evde farklı bir şeyler yaşanmıştır. Ancak ne yaşandığını ikisinden başka kimse bilmemektedir. Sabah uyandıklarında iki insan da bambaşka bir sabaha gözlerini açarlar. Öğretmen Deniz, Mehmet Emir tarafından içkisine ilaç konularak tecavüze uğradığını söylerken; doktor Mehmet Emir ise Deniz'in paranoya yaşadığını ve ona iftira attığını söyleyerek savunmaya geçer.
Deniz öğretmen hemen doktordan şikayetçi olur ve böylelikle sorgulama süreci başlar. Tabii olaya ikilinin çevresi de dahil olur. Fakat bu noktada Deniz ögretmen inanılmayan kişi pozisyonundadır. Çünkü kendisine tecavüz ettiğini söylediği karakter çevresindekiler tarafından başarıları, duruşu ve babalığıyla örnek gösterilen ve takdir edilen bir doktordur. Böyle bir karaktere karşı kendi doğruluğunu ispatlamaya çalışmak elbette Deniz öğretmen için hayli zor olacaktır.
O geceye ilişkin taraflardan biri mutlaka yalan söylemektedir. Olayın yalancısı ise ilerleyen bölümlerde ortaya çıkacaktır.
İlk bölümü itibariyle öncelikle işlediği konunun hassasiyeti sebebiyle dizi sosyal medyada hayli yorum aldı. Dizinin senaristi ve yönetmeninin kadın olması konu ve olaylara tek taraflı bakış açısı sunması gerekçesiyle olumsuz eleştirilere hedef olurken; benim bu yöndeki eleştirilere katılmadığımı belirtmek isterim.
Kriminal formdaki dizinin psikolojik donelerle tamamlanıyor oluşu da yine diziye artı katan bir yön. Bunun yanı sıra sosyal medyada izleyicilerin çoğu dizinin Amerikan formatında kaliteli bir yapım olduğu fikrinde birleşmişler. Oyunculuklar da izleyenlerden tam not almış. En olumlu yorum ise elbette toplum olarak aşina olduğumuz bir konuya hassasiyetle değinilip ön plana çıkarıldığı yönünde. Bir izleyici olarak benim yorumum ise öncelikle diziyi şimdiki bölümlerine kadar heyecanlı bulduğumu söyleyebilirim. Tecavüze uğradığını söyleyen bir kadının çevre baskısına aldırmadan ve de utanmadan bu durumu açık ederek mücadele etmesi örnek alınması gereken bir durum.
Bu anlamda takdir-e şayan bir mesaj var. Bu çerçevede de başarılı oyunculuğuyla Burçin Terzioğlu'nu alkışlıyorum. Aynı oranda Salih Bademci'nin de iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Ayrıca bir izleyici olarak şunu da belirtmek istiyorum. Bizler çoğu kez bir dizinin, filmin başarı veya basarısızlığını sadece reyting oranlarıyla ölçüyoruz. Oysa ki bu sıralamada geride olan her dizinin de başarısız veya kötü olduğunu düşünmüyorum. Çoğu zaman izleyicinin algısının, yayınlandığı gün ve saatin kurbanı da olabiliyor bazı diziler. Bunun da altını çizmek isterim.
Son olarak tekrar diziye döndüğümde "yalancı" tam anlamıyla ve tüm detaylarıyla açığa çıkana dek Deniz öğretmenin mücadelesini ilgiyle izlemeye devam edeceğim.