Kızılcık Şerbeti'nin akıbeti ne olacak?

Show Tv'nin cuma akşamlarına damga vuran dizisi "Kızılcık Şerbeti" birkaç haftadır RTÜK tarafından aldığı ceza nedeniyle de adından söz ettiriyor. Geçtiğimiz haftalarda Nursema'nın evlilik ve gerdek gecesindeki sahneleri sebebiyle dizi ceza almıştı. Nursema'nın zorla evlendirildiği eşi tarafından camdan atıldığı sahnelerin kadına şiddet anlamında kötü örnek teşkil etmesi dizinin biletinin kesilmesine sebep oldu. Aslında dizi sadece o son sahnelerle değil, başladığı ilk günden beri hep tartışmalara konu oldu. Muhafazakâr ve seküler bakış açısına sahip iki ailenin çocuklarının aşkı ve evliliğiyle başlayan dizide sular hiç durulmadı.

Ben tamamen bir TV izleyicisi olarak şöyle yorum yapacağım: Dizide bambaşka kültüre ve değer yargılarına sahip ailelerin hayata bakış açıları, inanışları bence gayet güzel ele alınıyor. Her iki tarafın da yaşayış şekli çok güzel harmanlanmış durumda. Sadece diziler değil ki; ekranlarda izlediğimiz pek çok şey bana göre kötü örnek teşkil edebilmekte. Böyle düşünecek olursak reklamlarda bile kadınlara, hayvanlara, çocuklara yönelik gereksiz ve yanlış yol gösterecek içeriklere rastlayabiliyoruz. Ayrıca dizide sadece inanışlar anlatılmıyor ki... Ön yargılarımızın ne kadar yanlış olabileceği, birbirine uzak noktalarda duran, farklı dünya görüşü olan kadınların söz konusu insanlık ve kadınsal haklar olduğunda nasıl birleşebildiği de ekrana yansıyanlardan.... Mesela bir sahnede Nursema ve Alev birbirleri hakkında çok dürüst itiraflarda bulundular

Zıt düşünce yapıları nedeniyle ilk başlarda birbirleri hakkındaki olumsuz fikirleri yaşanılan olaylar çerçevesinde tamamen değişti. İki kadın hayatın onları getirdiği ortak bir noktada buluştu ve birbirlerine dost oldu. Birbirlerinin ne dini inançlarını ne de hayat görüşlerini sorguladılar ve yargıladılar. İki kadın arasındaki dürüst itiraf sahnesi bana göre bir insanlık örneğiydi. Yani demem o ki diziden izleyiciye geçen pek çok güzel nüans da var. Herbir insanın bambaşka bir yelpaze olduğu yumuşak ve yerinde geçişlerle izleyiciye yansıtılıyor.

Kalem kalem oyunculara ve başarılı performanslarına değinmek istemiyorum, gerek de görmüyorum. Çünkü zaten oyuncuların ve senaryonun başarısı reytinglerde kendini çok net bir biçimde gösteriyor.

Dizide ahlaki değerlerimize yanlış gelen olaylar da zaten açıkça izleyiciye aktarılıyor. Ve biz ekran karşısındaki diziseverler de o yanlışları çok iyi analiz edip; doğru/yanlış süzgecimizden geçirebiliyoruz. Hatalar her zaman örnek veriyor diye de düşünülmemeli bana göre... Yanlışı izliyoruz  ve o yolu gerçek hayatlarımızda da tercih etmiyoruz. İzlerken "bak ne kadar hatalı bir cümle, ne kadar yanlış bir davranış" diyerek yorumlarımızı yapıyoruz.

Örneğin dizinin örnek mutaassıp babası karakterindeki "Abdullah Bey"in gelininin genç teyzesine aşık olması elbetteki toplum içinde ve bir aile hayatında doğru olarak değerlendirilecek bir durum değil... Velhasıl dizide de daha esnek bakış açısına sahip, açık hayat yaşayan aile de bu yanlışı onaylamıyor ve "dur" diyor. Ben bir izleyici olarak "Kızılcık Şerbeti'"ni izlerken herbir karakterin, tek tek her oyuncunun rolünden yaşama dair bir kıssadan hisse kapıyorum. Kişi ve rol ayırmaksızın bana göre her karakter bir duygumuza, hayatımızın içindeki bir konuya üzerinde düşünmemizi sağlayacak bir mesaj veriyor. Dizideki hiçbir konuşma senaryoda öylesine yazılmış boş cümleler değil. Yıllardır ekranlarda yer alan eli silahlı ağır abilerden, zengin kız fakir oğlan aşklarından, sadece lüks içinde yalılarda geçen hayatların gösterildiği dizilerden çok sıkılmıştım ki, "Kızılcık Şerbeti" bambaşka hikayesiyle çıkıverdi. Dizi gününü iple çeker oldum ve biliyorum ki birçok kişi de benim gibi diziye bağlandı. Şu ana kadar her bölümü büyük bir keyifle soluksuz izledim.

Şimdiden sonra süreç nasıl işleyecek göreceğiz... RTÜK kendi değerlendirmesi kapsamında  uygun gördüğü cezayı diziye 

tebliğ etmiş sanırım. Gelişmeleri, dizinin durdurulup durdurulmayacağını merakla bekliyoruz.