Kuzey Yıldızı'nın Gökçe'si Nilsu Berfin Aktaş'tan itiraf geldi! 'Hayalim gerçek oldu'
Show TV'de ekrana getirilen başrollerini İsmail Demirci ve Aslıhan Güner'in paylaştığı Kuzey Yıldızı İlk Aşk dizisinin dikkat çeken isimlerinden olan Nilsu Berfin Aktaş, All dergisi için özel açıklamalarda bulundu. Kariyeri hakkında açıklamalarda bulunan Nilsu Berfin Aktaş, 'Hayalim gerçek oldu' dedxi.
Daha çok gençsin ve şimdiden güzel işlere imza atıyorsun. Sana gelen projeleri değerlendirirken nelere dikkat ediyorsun?
- Daha her şeyin başındayım. “Kuzey Yıldızı İlk Aşk” ilk projem. Şu an yeni bir dijital proje için anlaştık. Yeni projeleri menajerim Ufuk Ergin’le değerlendiriyoruz. Oynayacağım rolün beni heyecanlandırması ve kariyer basamaklarımda sağlam bir yeri olması gerek. Her şeyi bu bağlamda değerlendiriyoruz.
Oyunculuk senin için ne ifade ediyor?
- Oyunculuk benim için hep hedefti. Hayal ettiğim hayatın gerçeğe dönüşmesiydi. Çocukluk hayalim, tutkum ve kendimi özgür hissettiğim, en sevdiğim yaşam alanım.
“Kuzey Yıldızı İlk Aşk”ta canlandırdığın Gökçe karakteri sana ilk geldiğinde ne hissettin?
- Şımarık görünen Gökçe’nin duygusal tarafını sevdim. Gökçe farklı ve özel bir karakter; hem eğlenceli hem de duygusal. Tüm duygularının bir dayanak noktası olması beni besleyen yanı.
Gökçe diğer kardeşlerinin aksine onları terk eden annesine hak veren biri. Sen Gökçe’nin bu tutumuna ne diyorsun?
- Gökçe annesine hak vermekten ziyade onu anlamaya çalışıyor. Empati duygusu gelişmiş bir kız. Her karaktere, hikayeye böyle yaklaşıyor.
İlişkilerde hep bir taraf gider, ancak giden tarafın yeri dolduğunda o kişi geri döner. Sen bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?
- Açıkçası ben ilişkilere giden ya da kalan taraf diye bakamıyorum. Orada var olan, yaşatılan duygu önemli. Giden kalandan ziyade ortada bir duygu kalıyor ve o hissettiğin veya hissettirdiğin duygunun ne olduğu önemli. Ben kendimi kötü hissettikten sonra, incinip kırıldıktan sonra dönen bir daha dönmesin zaten.
Ankara’da doğup büyüdün. İstanbul’a taşınmayı düşünüyor musun?
- Oyunculuğun Türkiye’de başkenti İstanbul. Ben de bu işe emek veren biri olarak İstanbul’a taşınma planımı yaptım bile. İstanbul’u yaşamayı, İstanbul’da olmayı çok seviyorum.
Diziniz Ordu’da çekiliyor. Ordu’da yaşam nasıl?
- Ordu’da yaşam huzurlu ve sakin. Ordu halkı çok cana yakın. Bize çok yardımcı oluyorlar. Ekibi çok benimsediler. Çok mutluyum burada. Ayrıca ne yazık ki pandemi döneminde her yer aynı bana göre. O nedenle şu an için kendime vakit ayırıyorum.
Daha önce başka bir şehirde bu kadar uzun süre kalmış mıydın?
- Kalmadım ama her şehrin tadını almak istiyorum.
Yeme-içme ile aran nasıl? Mutfağa girer misin?
- Yemek yemek benim için çok önemli. Adeta bir tutku diyebilirim. Boş zamanlarımda yemek yaparım.
Tarzını nasıl tanımlarsın?
- Rahat giyinmeyi seviyorum. Yerine göre şık olup insanları şaşırtmak da hoşuma gidiyor.
Trendleri takip eder misin, yoksa zamansız bir stilin mi var?
- Trendleri takip ederim; onları kendime uydurup farklı kombinler yapmayı seviyorum. Giyinip çıkmam biraz o günkü ruh halime de bağlı.
Dijitalin yükselişte olduğu bir dönemdeyiz. Sen dijital projeler hakkında ne düşünüyorsun?
- İnsanlar her şeyi ellerindeki akıllı cihazlardan yapabilir duruma geldi. Dolayısıyla bizim sektörümüz de dijitalleşmek zorunda ve bu durum beni çok mutlu ediyor. Hem dijital projeler gün geçtikçe artıyor hem de dijital özgürlük sebebiyle insanlar yaratıcılığını daha çok kullanabiliyor. İleride televizyonun yerini alabileceğini düşünüyorum. Ben oyunculuk yapabileceğim her alanı seviyorum.
Sence dijital ile geleneksel yayıncılığın olumlu ve olumsuz yönleri neler?
- Türkiye’de geleneksel yayıncılık çok daha köklü. Daha akılda kalıcı ve büyük kitlelere ulaşıyor. Dijital platformlar yeni, enerjik ve dinamik oldukları için daha heyecan verici projelere ev sahipliği yapıyorlar.