LALE VE KADIN” SERGİSİ İSTANBUL LALE VAKFI’NDA AÇILDI
50 seramik sanatçısının beyazdan pembeye, mordan kırmızıya, klasik veya stilize formlarda ürettiği 440 seramik lâleden oluşan “Lale ve Kadın” Sergisi İstanbul Lale Vakfı’nda açıldı. Sergi, 14—26 Nisan tarihleri arasında gezilebilir.
Serginin önderliğini yapan seramik sanatçısı Seçil Nebioğlu asaletin, zarafetin ve aşkın sembolü olan lale ve kadını İstanbul Lâle Vakfı için heyecan ve tutku ile birlikte yorumladıklarını söyledi ve “Ülkemizin geçirdiği bu ağır süreçte üretmeye devam ettik ve sanata sarıldık. Mottomuz, sanat iyi gelir, sanat iyileştirir oldu” dedi.
Laleler duyguların sessiz ifadeleri
Kırmızı laleler doğada çok sık bulunmaz. Kırmızı laleler “tutkulu ve gerçek bir aşk” anlamını taşıyor. Doğada en sık görebileceğiniz lale rengi ise sarı. Açık sarıdan koyu sarıya hatta turuncuya kadar sarının her tonunda lale görmek mümkün. Sarı lale yüzyıllardır “umutsuz aşk” anlamına gelirdi. Ancak zaman içerisinde bu laleler anlam değişikliğine uğradı. Artık neşeyi ve güneşi sembolize ediyorlar. Turuncu lale ise “mutluluk” ve “hayranlık” ifade ediyor. Asil görünümü ile görenleri kendine hayran bırakan beyaz lale ise “saflık” ve aynı zamanda “af dileme” anlamlarını taşıyor. Bu nedenle beyaz lale özür dilemek için kullanılıyor. Pembe renkte lale “güven” anlamını taşıyor. Mor laleler ise lale renkleri arasında en çok dikkat çeken oluyor. Mor laleler “asalet” anlamına geliyor. Krem renkte olan laleler “sonsuz aşk” anlamına geliyor. Üzerinde desene benzeyen çeşitli çizgilerin olduğu laleler ise “güzel gözler” anlamına geliyor.
Sergiye katılan sanatçılar:
Aslı Buruk, Aylin Gülbay, Aysel Öncel, Ayşe Perizat Uncular, AytülVatansever, Aynur Koç, Aysun Katmer, Arzu Yurlu, Asuman Önder, Belkıs Ustamehmetoğlu, Berna Duman, Banu Başkaya, Cana Dölay, Derya Kurt, Duygu Sağlamyürek, Emre Atırcıoğu, Esin Gürel, Eda Bahadınlı, Eda Ö. Yıldırım, Fatma Öz, Figen Polat, Gonca Günel, Hülya Yürür, Kevser Hafsa Parlakışık, Latife Aktan, Merve Pelit Çorbacıoğlu, Melike Beykoz, Nadide Şen, Neşe Çapan Baysal, Nurdan Öztürk, Özlem Sönmez, Özgül Öktürk Aksu, Pınar Arslan, Saba Gül, Saffer Quarse, Seçil Nebioğlu, Selma Çerkez Uygun, Selin Sadıoğlu, Sevda Soysar, Sıla Aydos Öcal, Sibel Çolak Boncukçu, Songül Şimşek, Şeniz Peker, Şeyda Avcı, Şeyda Çıplak, Yaprak Erdoğan, Yasemin Şaşmaz, Zeynep Aydın, Zehra Kaftancıoğlu, Zeynep F. Güneysu
İstanbul Lale Vakfı
İstanbul Lale Vakfı, Türkiye genelinde lalelerin yaygınlaştırılması, lale türlerinin araştırılarak çoğaltılması, ulusal ve uluslararası platformda tanıtılması, bilinirliğinin artırılması ve üretiminin geliştirilmesi; lalenin Türk kültür ve sanat hayatındaki yerinin araştırılması ve bu konuda yapılmış bilimsel çalışmaları ve eserleri tanıtmak, sergilemek amacıyla 2016 yılında kuruldu. İstanbul Lale Vakfı, adı ile özdeşleşen Emirgan Korusu sınırlarındadır. Vakıf, 1871-1878 yılları arasında Emirgan Korusu’nda inşa edilen köşklerin müştemilatı olarak kullanılan binada yer almaktadır. 19.yy’ın ikinci yarısında Sultan Abdülaziz bugün Emirgan Korusu olarak bilinen bu alanı Mısır Hidiviİsmail Paşa’ya vermiştir. Köşklerin alt tarafında kalan yapı at ahırı, hizmetlilerin ve lojistik ihtiyaçlarının karşılandığı, içinde çamaşırhane, mutfak, ekmek fırını ve benzeri birimlerden oluşan bir yapı olduğu düşünülmektedir. Vakıf bünyesinde yer alan Müze’de, lalenin bir çiçek olarak gelişiminin yanı sıra Osmanlı’dan günümüze bir desen olarak yer almasının örneklerini görmek mümkün.