Öykü Gürman: Evliliğe kapılarımı kapatmadım
Şarkıcılıkla başlayan kariyerine oyunculukla devam eden ancak şimdi ATV’de sabah kuşağında program yaparak farklı yönlerini de izleyenlere sergileyen Öykü Gürman Women’s Style Türkiye dergisinin Mayıs sayısının kapak yıldızı oldu.
Women’s Style dergisinden Ecem Saral'a konuşan Öykü Gürman, ''İnsan bir yetenekle doğuyor ve zaman içinde bunu geliştiriyor. Eğitimle birlikte kendine bir yön belirliyor ve 2008 yılında aslında ilk defa Youtube’da bir türkü paylaşan müzisyenler olarak bir ilke imza attık. Farklı olacağının farkındaydık ama beklediğimizden çok daha fazlası da oldu. “Evlerinin Önü Boyalı Direk” türküsü meslek hayatımızın başlangıcında attığımız çok önemli bir ilk adımdı'' dedi.
Sosyal medya varken herkes sesini kolaylıkla duyurabiliyor. Bu durum sizce şarkıların çabuk tükenmesine neden oluyor mu?
Şarkıların daha çabuk tanınmasına, bilinmesine olanak sağlıyor çok daha hızlı bir şekilde yayılıyor. Bilişim çağında olduğumuz için sosyal medya ile birlikte de tüketmeye daha çok meyilliyiz. Dolayısıyla hızlı tüketmek daha hızlı üretmeyi beraberinde getiriyor.
Üretmek insanın varlığının anahtarı gibi buna olumlu bir taraftan bakarsak tükettikçe üretmek ürettikçe de varlığını sürdürmek sanatla uğraşan biri için olması gereken bir şey... Yaratım süreci sanatçıyı besleyen bir şey. Tükettikçe üretiyoruz tabii ama tükettiğimiz “şey”hak ettiği değeri hak ettiği kadar hak ettiği ölçüde alabiliyor mu acaba belki de bunu sorgulamak lazım. Bu sebeple her zaman kalıcı şarkılar yapabilmek tüm zamanlara ait eserler verebilmek çok daha değerli.
Hızlı ve başarılı şekilde merdivenleri tırmanırken, hangi sanatçı dostlarından destek aldın?
Hiç kimseden destek almadım! En büyük desteği kardeşimden ve ailemden aldım. Sanatçıdan dost olmaz lafı geldi aklıma birden! Bunun doğruluk payı var. İster istemez bir ego oluyor sanırım. Ben dürüstlükle iyilikle samimiyetle hareket eden biriyim; dolayısıyla çok değişken duygu durumlarını sahici bulmuyorum. Mesleki olarak duygularımı tüm gerçekliği ile ifade edemediğim durumlar ve kişiler oluyor bu sebeple uzak kalmayı, yorum yapmamayı tercih ediyorum. Çünkü insanların yüzüne gülüp canım cicim deyip sonrasında arkasından dedikodu yapmak ya da kötülük düşünmek, haset, kibir ve yalan duygularla hareket edebilmek gibi davranış biçimlerim yok; öyle bir kalbe de sahip değilim. Bu anlamda samimi, merhametli vicdan sahibi bulamadığım birileriyle de iletişim kurmamayı tercih ediyorum. Ama canımı zorla sıkmaya çalışanın da canını sıkarım.
Bizim için “Aşkı” tanımlar mısın?
Ooooooo mevzu derin! Aşk hayatın anlamını arayıştır. Özünü, ruhunu keşfedebilmektir kendi yalnızlığında kendinle baş başa iken sana ne kaldığıdır... Ürettiklerin, biriktirdiklerin! Yalnızca ilişki olarak değerlendirmemek gerek aşkı... Büyüdükçe, zaman geçtikçe aşk ve hayat algısı çok değişebiliyor. Olgunlaşıyoruz, daha gerçek bir yerden bakıyoruz aşka! Aşk aynı zamanda manevi bir deneyim ve bir bütünlük durumudur. Çünkü aşkla bir tamamlanmışlık duygusu yaşar, eksik bir parçamızı bulduğumuzu hissederiz: İnanç ve Şükür
Bir günün nasıl geçiyor? Bize biraz bahseder misin?
Uyanır uyanmaz kişisel bakımımı yaparım. Sonra cici köpeğimiz Tanya’yı gezdiriyorum. Yürüyüşe çıkıyoruz. Sosyal medyada vakit geçiriyorum; en çok kullandığım uygulamalar instagram ve YouTube. Eğer Netflix‘te bir dizi izliyorsam ona devam ediyorum. Bazen dizi izlemek yerine kitap okumayı tercih ediyorum, pilates yapıyorum. Akşam çok erken uyuyamıyorum, muhakkak dergi karıştırır, kitap okur öyle uyurum.
10 sene öncesine dönme şansınız olsaydı, neleri değiştirmek isterdiniz?
Kararlarımın arkasında durdum hep. Keşke olmasaydı dediğim şeyler oldu herkes gibi fakat bunların hepsi bir öğreti, bir sınav, bir sınanmaydı. İnsan yaşadığı her şeyden bir şey öğreniyor ve bu süreç olgunlaşmasına sebep oluyor, geçmişe takılı kalıp olumsuzluklara üzülmek yerine ileriye bakıp sağlıklı kararlar vermeyi tercih ederim. Tecrübe dediğimiz şey de yaşadığımız mutluluklar değil üzüldüğümüz, kızdığımız, kırıldığımız durumlar. İnsan böyle büyüyor, neyi istediğimizden çok neyi istemediğimizi bilmek bence daha değerli. En çok kırıldığım yerler herkesi kendim gibi bildiğim ve iyilikle yaklaşıp hayal kırıklığı yaşadığım kişiler veya durumlar. Ben kimsenin kimseyi değiştiremeyeceğine inananlardanım. İnsan ancak dönüşebilir, eksikliklerini törpüleyebilir ama değişmez. Mutluluk her şeyi olduğu gibi kabullenmekten geçiyor çoğu zaman beklentiler hayal kırıklığı yaratabiliyor. Bu sebeple insanın ne kendini ne de çevresini çok didiklememesinden yanayım. Geriye dönüp baktığımda duygularımla hareket etmek yerine biraz daha mantığımla hareket etseydim diyorum çünkü insan yara aldığı yerleri çok zor tamir ediyor ve güven duygusu ister istemez sarsılıyor. Ama sonuçta herkes kendi seçtiği yoldan yürür kendi seçti hayatı yaşar ve bu yolda insanın başına her türlü kötülük gelebilir. Aynı hataları tekrarlarsa bir insan hatalarından ders çıkaramamış demektir. Bu da ancak ve ancak yıpratıcı, üzücü olur. Zarar görerek yaşamayı kimse istemez. En iyi ilaç en iyi öğretmen insanın kendi vicdanıdır.
Sanal dünya ile aranız nasıl? Bağımlı mısınız?
Aram çok iyi, yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum sosyal medyada bazı uygulamaları kullanırken teknik olarak zorlansam da öğrendikten sonra çok keyif alıyorum ☺ gelişen teknoloji sayesinde şimdi canlı bağlantılar yapıyoruz görüntülü konuşuyoruz, istediğimiz bilgiye dünyanın neresinde olursa olsun ulaşabiliyoruz tüm işlemlerimizi neredeyse telefondan hallediyoruz. Bunun avantajları olduğu kadar dezavantajları da yadsınamaz, insanı biraz tembelleştiriyor sosyal medya, fayda sağlayacak şekilde kullanırsak harika ama yanlış kullanılması bir boşluğa düşme hissi yaratıyor bende.
Takip ettiğin dizi ya da filmler var mı?
Homeland, Starwars, La Casa de Papel, Las Chicas Del Cable, The Affair, Narcos, Javier Bardem’in rol aldığı tüm filmler ve İspanyol sineması.